28.09.2014

Çocuk odasıysa eger, bir oyun kadar renkli olsun...


Evet bu zamanda anne baba olmak zor ama çocuk olmak çok daha zor. Çünkü çocuklar her fırsatta kendilerine bir şeyler öğretmek isteyen yetişkinlerle karşı karşıyalar. Çocuk gelişimi kitaplarının birebir kopyası olma yolunda adeta yarıştırılırlar. 
Eee tabi birde gözardı edemeyeceğimiz şanslı bir kitle var. Onlar;

"Koşma koltukların tepesinde! 
Ne işin var oğlum masanın altında..!
Bak bak yine girmiş çekmecelerin içine..." gibi sitemlere maruz kalmazlar..

Yukarıda görmüş olduğunuz oda 2 ve 4 yaşındaki iki kız kardeşe ait. Belli ki bu konuda oldukça farklı düşünen bir anne babası var. Benim şimdiye kadar gördüğüm çocuk odalarından farklı olarak yatak ve giysi dolabı eksik. Bu eşyaların hayatımızda önemli bir yeri var diye düşünebilirsiniz ancak, onların değil..!

Başta kendi göz zevkimize göre dizayn ettiğimiz odalarda çocuklar ne kadar vakit geçirip ne tür etkinlik yapabiliyorlar sorguluyoruz? Evimizi bile baş köşeye yerleştirdiğimiz tv'ye göre düzenliyor, akşamları tüm bireyler o odada toplanıyor, sonrada çocukları tv'den uzak tutmanın yollarına cevap arıyoruz. 
Tüm bu sorularımıza yanıt aramadan önce şöyle bir odayı hayal ediyor ve çocuğa katkılarını düşünüyoruz..

Kent yaşamının getirdiği doğallıktan uzak çocuk evde böyle bir odaya sahip olduğunda muhtemelen zamanını kendisi planlayacak. Yapmak istediği aktiviteyi kendisi seçecek, süresini kendisi belirleyecek, var olan enerjisini tüketecek, hoplayacak, zıplayacak terleyecek, toksinlerini atacak, kan dolaşımı hızlanacak, beynine bol oksijen gidecek ve daha sağlıklı düşünecek, nihayetinde ise açıkacaktır...

Hal böyle olunca; evde ya da dışarıda içten gelen güdü dürtü sayesinde oyuna başlayan çocuk tüm duyularını aktif kılar. Böylece başta materyallerle sonrada insanlarla iletişimi etkin hale gelir.

Sanmayın ki kendilerinin ürettiği oyunlar yetersizdir. İçten gelen dürtü ile spontane gelişen oyunlar, planlanmış ve yapılandırılmış oyunlara göre daha etkili olduğu kanaat edilmiştir...