27.10.2009

Allahı Merak Ediyorum?

-Allahı niçin göremiyorum?
-Allah ne kadar büyük?
-Allah nerede?
-Allah nasıl bir varlık?
-Allah neden bir?
-Allah aynı anda bukadar işi nasıl yapıyor?
-Allah meyve yaratmak için neden ağaç yaratıyor?.....

Bir arkadaşım; çocuklara allahı nasıl anlatabiliriz diye sormuş. Bende birkaç detayı sizlerle paylaşmak istedim...çocuklar soyut olanı kavrayamadıkları için hep merak ederler en çokta, Allah nekadar büyük? diye sorarlar...

Burada tek yapmanız gereken soyut kavramı somut bir şekilde ifade etmeniz.. örn:
- Allah okadar büyükki, baksana yıldızlar nekadar uzakta onları bile ayakta tuttuğuna göre demekki onlardan daha büyük.... gibi cevaplar verilmelidir,

Benim sıkça duyduğum sorulardan biride:
- Peki Allah hepimizi aynı anda nasıl görüyor?... bu sorudada aynı yöntemi kulanıp somut bir şekilde ifade ediyoruz örn:
- Bak! avucumda 5 tane karınca var onaların hepsini aynı anda görüp ne yaptıklarını biliyorum... gibi

- Öğretmenim allah kötüleri cehennemde gerçekten yakıyormu?
- Allah çocukları çok sever onları asla yakmaz, eğer sevmeseydi sana bukadar oyuncak verirmiydi sizler için bu şekerleri, çikolataları yaratırmıydı hiç?.. sadece büyüyünce kötü olan insanlar cehennemde otururlar, orada hiç birşey yok hep canları sıkılır oyuncak yok, ev yok, ağaçlar yok öylece boş boş otururlar onlar... gibi cevap verilip hemen ardından iyiliğin karşılığında ne verildiği anlatılmalıdır... örn:

- cenette çikolatadan evler var, çikolatasını yedikçe o yeniden eski haline geliyor hiç bitmiyor, orda canın pasta mı çekiyor kapat gözlerini hooop pastan önünde.. gibi isteyebilecekleri şeyleri örnek verip her istediklerinin orada olacağı anlatılmalıdır....

Cennet ve cehennem konuları çocukların yaşlarına göre anlatılmalıdır 7 yaşına kadar cehennem kötü insanların oturduğu bir yer olarak ifade edilmelidir...

Fırsatını bulduğunuz durumlarda Allahın çocukları nekadar çok sevdiğini anlatın. Gece uyumadan ona dua ettirip yarın sabah yastığının altına çikolata şeker göndermesini istetin. o uyanmadan yastığının altında süprizini hazır edip Allaha bağlılığını artırın...

Sonucu güzel biten her şeyin sonunda hep Allah seni çok seviyor bak gördünmü? diye sevgi bağını kuvvetlendirecek sözler söyleyin....

Başına kötü birşey geldiğinde Allah beni artık sevmiyormu? diyebilir bu durumlarda ise ona;
- sen dün kardeşini çok üzmüştün, bu yüzden olmuş olabilir.. gibi cevaplar verebilirsiniz....

daha detaylı bilgi için ÖZKAN ÖZE'nin kitabı Allahı merak ediyorum 1-2 yi okuyabilirsiniz, yazar açık ve net bir şekilde konuları ele alıp, özellikle çocuklar için net cevaplar vermiş...
kitabı buradan inceleyebilirsiniz...

ŞARKI:
Allah'ım tanımalıyım seni
Bilmeliyim Senin yüceliğini
Bilemezsem yazık bana
Sayamazsam sıfatlarını
Ah aman ah yazık bana
Vücud kıdem bekâ Vahdaniyet
Muhalefetün lil havadis
Kıyam bi nefsihi
Hayat ilim semi basar irade
Kudret kelam tekvin
Tanımalıyım seni
Allahım Seni çok seviyorum
Sana kul olmak istiyorum
( ellerim küçük daha)

23.10.2009

Çocuklara Peygamberimizi Nasıl Anlatmalıyız?



( siyeri, çocukların seviyesine nasıl indirebiliriz?)
örnek anlatım:

- Çocuklar siz peygamber efendimizi daha önce duydunuzmu?
- Evet / hayır
- Onun adını, annesini, babasını, dedesini nerede yaşadığını hayatını size anlatmamı istermisiniz? - Evet / hayır
- Öyleyse peygamber efendimizin doğumuyla başlayalım...Yıllar önce 571 yılında bir pazartesi günü peygamber efendimizin annesi Amine arkadaşlarıyla birlikte evde oturuyormuş.
Dedesi Abdulmuttalib kabenin etrafında yaşlı amcalar ile sohbet ediyormuş, babası Abdullah ise 3 ay önce vafat etmişti buyüzden babası oğlunu hiç görememişti...

Anne Aminenin birden sancıları başlamış, arkadaşları hemen Şifa doktoru eve çağırmışlar. Peygamber efendimiz dünyaya geldiğinde odası öyle aydınlanmışki şifa doktor ve annesi çok şaşırmış; bu bebek nekadar güzel hiç böylesini görmedik diyorlarmış.
Bebek okadar nurluymuşki bakanların gözleri kamaşıyormuş.Şifa doktor evden çıkıp, kabeye dede abdulmuttalibe doğru koşmaya başlamış.

- Müjdeler olsun ey abdulmuttalib erkek bir torunun oldu demiş.
Dede Abdulmuttalib sevinçle yerinden fırlamış, okadar mutluymuşki kabenin etrafında sofralar kurdurup fakirleri yetimleri doyurmuş..

Annesi Amine, dedesine gördüğü rüyayı anlatmış. Rüyasında oğlunun adını Muhammed koyulduğunu bu yüzden bu ismi koymaları gerektiğini söylemiş.
Dede Abdulmuttalib torununun adını Muhammed koyduktan sonra kabede hazırlattığı sofraların başına gitmişş, orada yaşlı bir amca dede abdulmuttalibe yaklaşmış;
- Ey Abdulmuttalib torunun olmuş, hayırlı bir evlat olur inşallah, bizi ona götürde hediyesini verelim demiş.

Dede Abdulmuttalib yaşlı amcayı evine götürmüş, yaşlı amca bebeği görünce güzelliğine hayran kalmış;
- Nekadar güzel ve nurlu bir bebek hiç diğer bebeklere benzemiyor izin verirsen sırtına bakabilirmiyim? demiş
Dede Abdulmuttalib çok şaşırmış;
- Neden sırtını görmek istiyorsun? diye sormuş. yaşlı amca

- Bu gece gökyüzünde bir yıldız gördüm, öyle büyük bir yıldızki, o yıldız ancak 1 kere gökyüzünde görünecekti, oda son peygamber hz. muhammedin doğduğu gece, bebeğin ise sırtında bir iz olacak o iz son peygamberin mührüdür. İşte büyüzden sırtını görmek istiyorum. demiş...
Dede Abdulmuttalib hemen muhammed bebeğin sırtını açıp göstermiş.Yaşlı amca Muhammed bebeğin sırtındaki Mührü görünce hemen dedesine dönüp:
- Ey Abdulmuttalib senin torunun ileride çok büyük bir peygamber olcak. diyerek müjde vermiş

*****
( Bu kısımdan itibaren sözlü diyaloglar kurularak annesinin, babasının, dedesinin ve doğumunu yaptıran ebenin adını sorabilirsiniz)
Çocuklar Mekkede havalar çok sıcak olduğu için, her yeni doğan bebeği uzak şehirlerdeki süt annelere verirlermiş. Mekke çok kurak bir yer olduğu için anelerin hiç sütü olmazmış. Bu yüzden havası güzel olan şehirlerdeki süt anneler gelip, para karşılığında bebeklere bakarlarmış.
Süt anne Halime çok fakir birisiymiş. Arkadaşlarıyla birlikte yola çıkmışlar. Onlar develeriyle önden giderken süt anne Halime eşeği yavaş gittiği için çok gerilerde kalmış.

Süt anneler zengin ailelerin çocuklarını alabilmek için hızlı hızlı önden gidip bütün bebekleri almışlar.Muhammed bebeğin babası olmadığı için onu kimse almıyormuş. Eğer alırsak bize kim para verecek onun babası yokki...diyorlarmış.
Süt anne Halime mekkenin sokaklarında düşünceli düşünceli dolaşırken karşısına bir teyze çıkmış; teyze ona Abdulmuttalibin evini göstererek,orada yeni doğan bir bebeğin olduğunu söylemiş.
Süt anne Halime eli boş dönemektense o bebeği alayım demiş ve Hz. Amineden Muhammed bebeği büyütmek için alıp yola çıkmışlar
Muhammed bebek medinedeki süt annesinin evine varınca, evde bereket artmış, hiçbirşey bitmek bilmiyormuş. Bahçesindeki hiç meyva vermeyen ağaçlar kat kat meyve vermeye başlamış. Hiç süt vermeyen kuzular gürül gürül süt akıtmış...

Süt anne halime Muhammed bebeğin gelişiyle gelen bereketin farkındaymış ona çok iyi bakmış. Kendi çocuklarından önce hep onun karnını doyurmuş.
Peygamber efendimiz hz. Muhammed 6 yaşına kadar bu evde süt kardeşleri Şeyma ve Abdullah ile birlikte oynamış. Artık büyüyünce annesinin yanına dönme zamanı gelmiş.
Süt anne Halime onu 6 yaşına kadar bakıp sonrada annesine teslim etmiş. Peygamber efendimiz onlardan ayrılırken çok üzülmüş süt kardeşleri şeyma ve abdullahı hiç unutmayacağına dair söz vermiş...

*****
şarkı:
571' de bir güneş doğdu


Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
Babasıydı Abdullah
Annesiydi Amine
Süt annesi Halime
Doğdu cennet evine


Bastı 6 yaşına kaldı
Kaldı bir tek başına
Dedesiyle amcası
Hemen kanat gerdiler


40 yaşına gelince
Peygamberlik verildi
Allah birdir deyince
Putlar yere serildi

16.10.2009

Çocuklara Kuranı Öğretmek Zormudur?

Zeka seviyesi gelişimine uygun olan bir 6 yaş çocuğunun kuranı öğrenmesinde zorluk derecesi oldukça düşüktür, ancak normal zeka ve kavrama yeteneğine sahip olamayan özellikle 4-5 yaş çocuğu için, kuranı öğrenmek zor olduğu gibi bunu açıklamakda zordur... Ancak ben bildiğim birkaç açıklamayı paylaşmak istiyorum...

Sayın pedagog Nuray Yükselin açıklamalarına göre 4 yaşındaki bir çocuk sembolleri birbirine katarak okuma yazma yeteneğine sahip değildir... kuranı kerimde bu yöntemle öğretildiği için 4 yaş çocuklarına bu konu ağır gelebilir. Bu sebeple 5 yaşın tam ideal bir dönem olduğunu söylüyor...

4 yaş çocukları işiterek dua veya herhangi bir sureyi öğrenebilme kapasitesine sahiptir. İşitsel zekayı kullanarak duyduklarını hiç ummadığınız bir şekilde kavrayıp öğrenirler...

Çocuk eğitimcileri bazen aynı yaş grubundaki çocukların aynı seviyede gitmediğini görürler, örneğin 6 yaşındaki iki ayrı çocuk aynı öğrenim becerilerini gösteremeyebilir...

Kuran öğretimini zor kılan şey elif-ba.. dediğimiz cüz değildir. teşvik yetersizliği zamanın az olması, yanlış öğretim metodları yada yetersiz ilgidir...

Peki kuranı en güzel nasıl öğretebiliriz?

Öncelikle onlar kurnı öğrenselerde çocuk olduklarını unutmamalıyız. Cüz seçimi en büyük aşamadır, buyüzden aldığınız cüzün pedagojik usluba uygun olaması gerekir, ben pedagog Nuray yüksel ve Fatma bulut'un hazırladığı şadırvan yayınlarına ait kuranı öğreniyorum adlı kitabı tavsiye ediyorum..
buyrun buradan inceleyebilirsiniz...

Cüzün içinde benim en çok beğendiğim şey konuların görsel şölen içerisinde işlenmiş olması...
elmanın e-si bebeğn be-si telefonun te-si sepetin se-si... şeklinde somut bir nesneyle bağdaştırılmış olması ayrıca bir özellik...
örneğin: üstün harekesini çocuklara üstün diye değilde şapka diye verilmesi;
elif harfi, üstüne şapka gelmiş; artık ee olmuş gibi...
harfi, üzerine şapka gelmiş; artık ha olmuş gibi...
be harfi, üzerine öpücük gelmiş artık büü olmuş gibi...
tüm bu örneklemeleri yaparken ağız şeklinin uygun olması ayrı bir özelliği
not: çocuklarınıza kuranı öğretirken arada bir bu tarz boyama çalışmalarını ödül olarak verebilirsiniz....

15.10.2009

Din Eğitimi Çocuğa En Güzel Nasıl Verilir?


''Her çocuğu annesi bir fıtrat üzerine dünyaya getirir. Onun bu hali konuşma dönemine kadar devam eder. Sonra ebeveyni onu hristiyan, yahudi, mecusi veya müşrik yapar. Eğer anne baba Müslüman iseler çocukta Müslüman olur...''
hadis-i şerif

Günümüzde birçok ebevey, çocuğunun dini eğitimini alıp, dininden, paygamberine, namazdan, hadislere kadar bir çok konuyu öğrenmesini istiyor.

Çocuklara iyi bir din eğitimi vermek istiyorsanız, önce çocukların ruh halini ve gelişimlerini iyi bilmeli ve bu konuya dair eserler okumalısınız.

Çocukta din eğitimine başlamanın yaşı 3,5-4 yaştır.
Peygamber efendimizin çocuklara uyguladığı din eğitimi, bugünün pedagojik ve psikolojik uslubuyla karşılaştırdığımızda bilimsel olarak oldukça uygun.

Çocuk psikolojisinde anne-babanın ve eğitimcinin verecegi bilgilerle donanmış olması gerekir.
Bilgileri verirken çocuğa kolaylaştırıp, çocuğun seviyesine indirmek zorundasınız. kıyaslama kıskandırma ve tehdit gibi büyük hatalara kesinlikle düşmeyin.

peygamberimizin bu konuda;
''İnsanlara derecelerine göre davranın''
''İnsanların anlayabilecekleri şekilde konuşunuz''
... gibi iki güzel hadiside bunu tasdik etmekte.

Eğitimde kolaydan zora doğru, azar azar ilerlemek çok önemlidir. sinir ve asabiyeti bir kenara bırakıp musamaha göstermelisniz. Kolaydan zora doğru derken örn:
önce ALLAH sonra LA İLAHE İLLALLAH gibi. diğerbir örn:
-subhaneke duasından sonra tahıyyat yerine salli barik dularını öğretin...

Tüm bunları öğretmeden önce ona ALLAH sevgisini aşılayın. Onlara ibadetlerinizle örnek olup her fırsatta ALLAHIN çocukları çok sevdiğini söyleyin... Bu konuyu anlatırken asla korku yoluyla vermeyin örnğ:
-ALLAH seni taş eder! kör eder, cehenneme atar gibi ifadeler kullanmayın!...
bunun yerine:

-ALLAH seni nekadar çok seviyor bak sana ev vermiş anne-baba vermiş oynayabilmen için oyuncak vermiş, çok sevdiğin çikolata şekerleri vermiş'' gibi hali hazırda var olanı söyleyip düşünmesini sağlayın...

Merhametinden daha çok cezalandıran bir ALLAH anlatımından uzak durmaya özen gösterin..
örn:
- Gördünmü bak! sözümü dinlemedin düştün ALLAH seni cezalandırdı...
- Besmele çekmezsen öyle boğazında kalır işte!..bu cümleler yerine;
- Bir daha ki sefere besmele çekersen yemek boğazında kalmaz! gibi ifadeler kullanın.

Ceza veren bir Allah'ı çocuk nasıl sevebilirler ki? bunlar çocuğun anlayış seviyesine oldukça uzaktır.
Çocukların bizleri model aldığını unutmadan, kullandığımız kelimelere dikkat ederek, her halimizle ona bir şeyler öğrettiğimizi eğer ki bizler unutmazsak zaten bir çok şeyi vermiş olacağız...

''HER ÇOCUK ANNE VE BABASININ KOPYASIDIR'' diyerek sevgi ve saygılarımı sunuyorum, hoşça kalın, çocuklarınıza hoşca bakın..

9.10.2009

Çocukta Yetenek Keşfi...


Çocuklar yenetenekleri ile doğarlar. Her doğan insanda mutlaka bir yetenek vardır, önemli olan bu yeteneğini keşfetmektir. Her çocuğun yeteneği şifreli bir mücevher kutusu gibidir, şifreyi çözmek ise yetişkinlerin görevidir. Bu şifre nezaman çözülürse, çocuk ozaman başarılı ve mutlu olur.

Toplumumuzda, çocukların yeteneklerini keşfetmek için testlere başvurulmaktadır. Oysaki testler anlık durumu ve o anki performansı ölçebilir. Çocukların yeteneklerini keşfetmek için en isabetli yol, uzun süreli yapılan gözlemdir.

Çocukların yeteneklerini keşfedebilmek için ya ortam hazırlanmalı yada yetenek geliştirme merkezlerine başvurulmalıdır.

Evde aile ortamında çocuk anne-babayla 'El beynin uzantısıdır' ilkesinden yola çıkarak onların el becerilerini geliştirici çalışmalar yaptırılabilir... Örn: hamur, kil çalışmaları, kağıt kesme ve yapıştırmaları, atık materyal çalışmaları, serbest resim çalışmaları vs. yaparak üretici olmalarına fırsat verilmelidir.

Çocuklara herşeyi hazır olarak asla sunmayın!...

Bir köy çocuğu oyuncağını kendisi hazırlayıp, o işe ruhunu katar. Bu sepeple yaptığı oyuncak onu mutlu eder...
Günümüzde ise hep hazır oyuncak kullanan çocuklar hem mutsuz hemde yeni oyuncak peşindedir.

Bu durumda Anne-babanın görevi, çocuklara kendilerini keşfetmeleri için fırsat tanımasıdır..
Çok basit bir eser olsada ürettiği her şeye değer vermelisiniz, böylece kendilerine güveni artmalıdır. Oyunlarda onları çok iyi gözlemlemelisiniz, özellikle grup oyunlarında yetenek özelliklerini anlayabilirsiniz...

Genele bakıldığında kızlar; sanatta, estetikte, sözel alanda..
erkekler ise; matematik, fen, müzik, alanında daha başarılıdırlar.Kızların sağ beyinleri, erkeklerin ise sol beyinleri daha çok çalışır.

Beynin sağ lobu; hayal gücü ile ilgilidir. Sol lobu ise; matematik, mantık gibi akademik becerilerle ilgilidir. Önemli olan sağ ve sol lobu harekete geçirmektir. Tarihte başarılı insanlara bakıldığında hem sağ hemde sol lobu kullandıklarını görürüz.

Günümüzde çocuğa verilecek dersler ve kazandırılacak beceriler farklıdır. örn: bir şarkıyı işiterek öğreniyorsa doğayla ilgili bir konuyu bizzat temas ederek dokunarak öğrenebilir. Bu yüzden iletişim bilgileri çocuğa mutlaka öğretilmelidir...

Onların karar verme, problem çözme becerilerini geliştirmelisiniz. kısacası çocuğunuzu tanımalı, anlamalı ve kendilerini keşfetmeleri için bol imkanlar sağlamalıyız...

not: kağıt kesme yapıştırma yada atık materyal çalışmalarının örnekleri için net üzerinden araştırma yapabilirsiniz...